Suriye kaynaklı petrol sızıntısına ait atıklar Mersin sahillerinde de görülmeye başlarken, belediye ekipleri kıyıya vuran atıkları temizliyor. Prof. Dr. Deniz Ayas, denizdeki petrol kirliliğinin bir an önce alınması gerektiğini belirterek, “Bu kitle kayalık alanlara ulaşırsa çok sayıda deniz canlısı bu petrol kirliliğinden etkilenir ve yaşamlarını orada sürdüremez hale gelebilir” dedi.
Suriye’de bulunan bir termik santralden 24 Ağustos’ta denize sızan ve 15 bin ton olduğu açıklanan petrol, Doğu Akdeniz’deki birçok kentin sahillerine ulaştı. Hatay Samandağ’dan sonra Mersin kıyılarında da görülen petrol atıklarını, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü koordinesinde Büyükşehir, Akdeniz ve Tarsus belediye ekipleri temizliyor. İlk olarak Tarsus ilçesindeki Seyhan ve Berdan nehirlerinin denize döküldüğü alanda yürütülen çalışmalarda, mavi yüzgeçli yengeç başta olmak üzere bazı deniz canlılarının ölerek sahile vurduğu belirlendi. Aynı atıklar Akdeniz ilçesi Adanalıoğlu Mahallesi sahillerinde de görülürken, oluşan kirlilik, ekiplerin çalışması ile temizlendi.
“Deniz tabanında ciddi tahribatlara yol açabilir”
Petrol kirliliği ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, Suriye’den sızan petrol sızıntısının ilk önce Samandağ’da dünde Mersin kıyılarında görüldüğünü söyledi. Kumul alana çıkan petrol kütlelerinin ekiplerce topladığını belirten Ayaz, “Bunun zararlarına birincisi besin zinciri boyutuyla bakmak gerekiyor. Yani ham petrolün fitoplanktonlardan başlayıp üst seviyelerine kadar zarar verdiği yerler takip edilmeli. Bunun dışında biz asıl zararı hem kumul alanlarda hem de kaya zonlarda görüyoruz. Kayalık zonlar ya da gel gidin etkili olduğu bölgeler birçok deniz canlısının bulunduğu yerlerdir. Burada kabuklular, gastropodlar gibi bir sürü deniz canlıları vardır. Bunlar petrolle kaplanabilirler ve zarar görebilirler. Yani kayalık alanlarda böyle problemler var. Tabi deniz tabanında, deniz çayırlarının, alglerin olduğu yerlerde etkili olabilir. Bu etkinin belirlenmesi için bilimsel çalışmalar yapılması gerekir. Deniz kuşları da bunlardan etkilenebilir. Deniz kuşlarının özellikle kanatlarına bu petrol gelirse, yağda içerdiği için uçma fonksiyonlarını engelleyebilir. Temel olarak besin zincirinde problem oluşturabilir. Kayalık bölgelerde bulunan deniz canlıları üzerinde ciddi zararları olabilir. Kumul alanlarda kirlilik oluşturarak, özellikle deniz kaplumbağaları için bir üreme yeri ise ciddi problemler verebilir. Deniz tabanında, özellikle deniz çayırlarında ve alglerin bulunduğu yerde dibe çökerek, ciddi tahribatlara yol açabilir” dedi.
“Denizdeki petrol kirliliğinin bir an önce alınması gerekir”
Karaya vuran petrol sızıntısının belediye ekipleri tarafından temizlendiğini kaydeden Ayaz, “Denizde de çeşitli bariyerler kullanılarak, deniz temizliği yapılıyor. Tabi bunun boyutu çok önemli. Yani insan sağılığı için zararlı veya insanlar denize girmesini ya da deniz canlıları üzerindeki zararlı boyutu gelen kütlenin büyüklüğüyle ilgili. Yani biz o kütleyi bilirsek onunla ilgili yorumlar yapılabilir. Tabi deniz kirliliği özellikle yağ türevi olduğu için deniz yüzeyini de kaplayabilir. Yani denizin oksijenlenmesini azaltacak bir etkisi olabilir. Temizlik bir boyutu aslında temel önlem sızıntının bir an önce kesilmesi lazım. Burada temel soru, ne kadar bir kütle geldi ve ne kadar büyüklükte bir külte daha gelecek. Bunların bilinmesi gerekir, denize vereceği zararın boyutları görebilmek için bu çok önemli. Denizdeki petrol kirliliğinin bir an önce alınması gerekir. Çünkü deniz üzerinde film tabakası oluşturabilir, besin zinciri üzerinden bir sıkıntı oluşturabilir ve deniz tabanında da özellikle deniz çayları ve algler üzerinde ciddi zararları olabilir. Bu kitle kayalık alanlara ulaşırsa çok sayıda deniz canlısı bu petrol kirliliğinden etkilenir ve yaşamlarını orada sürdüremez hale gelebilir” diye konuştu.